Hobi çeşitliliğinde üstüme yoktur:))) Şimdilik kategorilerimde gördüğünüz kadar. Daha da çoğaltmaya çalışıyorum. Hepsi amatörcedir ve öğrenme kaynağım internettir. Dünya gözüyle, yaparken zevk aldığım her el işini denemek istiyorum.Her el işini sanata dönüştüremem ama ucundan azıcık tadına bakar keyfini çıkarırım. Bu da bana yeter.

30 Ağustos 2009 Pazar

KOLLEKSİYONUN HASI

Ankara'dan koyacağım son resim bu. Rahmetli kayınpederim pul kolleksiyoneri idi.Vefatından sonra maalesef hiç birimizin aklına devam ettirmek gelmedi.Bir dolapta unutulup kalmış..Beş torunu için her puldan beş tane almış.Senelerce biriktirmiş.Bütün defterleri aldık ve çocukların herbirine bir set hazırlamaya karar verdik.Epey zaman alacak düzenlemek.Ama ziyan olmasına insanın gönlü elvermiyor.Resimdekiler küçük defterler.Bir bu kadar da büyük defterler var.Çocuklardan devam eden eder,edemeyen hâtıra olarak saklar.

29 Ağustos 2009 Cumartesi

TOPLARKEN DE ÇIKIYOR

Marmaris'ten sevgiler.Kızım gittikten sonra odasını düzenlerken de bunlara rastladım.Çok âlemdir benim kuzum.Almış ta almış.Kimbilir seneye nelerle dönecek.Valizlerine sığmayacağı kesin:)))


Henüz 28 yaşında.Yaşlanıyor ya, göz etrafını koruması lâzım tabii.İtiraf etmek gerekirse soğuk -sıcak kullanılabilen maske benim de hoşuma gitti. Ve de cam törpü.
Duvarındaki bu manyetik tutcudan resimlerimizi alıp yanında götürmüş kuzum.

Buna da bayıldım.Tebeşir kalemi.Tık tık basınca tebeşir öne ilerliyor.



Bunları da değişik bulup almış bir yerlerden anlaşılan.


28 Ağustos 2009 Cuma

KOLÂJJJ




Kolâj kolâj dedikleri, kâğıttandır pâreleri....Ben yapmışım 3 sene önce bunu.Ne kolâj bilirim ne birşey.Kocaman sağlam kutu, kötü görünmesin diye bir ATLAS dergisini hacamat ederek kapladım heryerini. Oh mis gibi tabiat manzaraları.Kızım içine hijyenik malzemelerini koyuyor.
Amaa, sizlerin kolâjlarınızı göre göre yontuldum biraz.Baktım bunun kolâjlığı bayatlamış, bir ayakkabı resmi yapıştırıp tâzeledim.Her gelişte birkaç resim yapıştırıp güncellerim artık.Kolâj=Kağıttan yapılan yamalı bohça:)))
Bu arada uçukta kızımın yanında oturanın arkadaşı bussines class daymış.İki arkadaş yanyana oturabilsin diye yer değiştirmişler.Kızım geçmiş bussines class a. Aaa bir de ne görse yanında Aysun Kayacı.O da 3 aylığına Harwart'a gidiyormuş (dil öğrenmeye gâlibâ, tam anlamadım)Tanışmış,arkadaş olmuşlar.Pek sevmezdi ama hoşlanmış bayağı bizim kız.Okulda da görüşmeye karar vermişler.Ben de acele lâfı sokuşturmuşum '' söylede dudaklarının şişini indirtsin'' :)))
Taş gibi kız vallâhi hakkını yememek lâzım.Bizim kızımla bir esprimiz vardır iki boy fukarası olarak.Çok güzel endamlı kızları görünce,''yaa bak bunun ayakları da kocamandır, erkekler de hep rahatsız ederler, yok yok güzellik başa belâ'' der ve ekleriz '' yazııık, n'aapsın, Allah onu da öyle yaratmış'' der basarız kahkahayı.

EVEEET NEREDE KALMIŞTIK?







Kızım yerine vardı.Benim de güllerim açıldı.O havada iken ben de oyalanmak için bunları yaptım.Ben yaptım odasına dizdim.Döndüğünde takı mı koyar, kalem mi kendisi bilir.Yoyo hiç yapmamıştım.Denemiş oldum.

27 Ağustos 2009 Perşembe

Kızımızı gönderdik.Evimize ıssızlık çöktü.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

EŞTİKÇE ÇIKIYOR

clapper board

Sanki vakti varmış gibi benim güzel kızım iki-üç ay önce gittiği Los Angeles, San Francisco seyahatinde kendine desenli Origami kâğıtları almış.Desensizler, kitaplılar bitmedi daha.Heves var icraat için vakit yok.
Kardeşine de şu bildiğiniz ''şey''i almış. Hani film çekerlerken, ''Sahne 3, plan 5 '' der bir ses , arkasından bir adamın kolları uzanır ve üzeri tebeşirle yazı doldurulmuş bu şeyi ''Şak'' diye kapatır.''Motor'' sesi gelir yönetmenden.Artistler beceremez.Yönetmen kızar . Kestiiik!!!

HEDİYE

Hediyelerimiz gözümüze az geldi.Oğlum Mardin'de askerken yemin törenine gittiğimizde, oradan pek çok hediyelik gümüş telkârî takı almıştık. Biri fazla gelmiş demek ki kalmış. Hâlis Türkiye işi.Bunu da ilâve ettik.Biz buralarda pek takmayız ama hanıma belki değişik gelir.

25 Ağustos 2009 Salı

FAYDALI İKİ ÜRÜN


Arkadaşlar bu ürünlerden son derece memnun kaldığım için sizlerle paylaşmak istedim.Kızım (ne çok kızımdan bahsettim değil mi? Kusura bakmayın bu ara böyle ) sosyete pazarından kazak tüylerini koparan küçük pilli aletten almış.Hem de 2 TL mi, 6 TL mi hatırlamıyor ama işte öyle az bir para.Kışlık eşya koyacağız ya yanına, çıkardım bütün kazaklarını pek inanmayarak denedim.Aman da aman inanılacak gibi değil, bir güzel temizliyor.Kocamın da hoşuna gitti aldı elimizden temizlenmek gereken 5-6 kazağı tertemiz yaptı.Ayol kırık jiletler mi, küçük makaslar mı, parmakla tutup yolmalar mı istersiniz neler denememiştim ki ben.Bitti artık traş makinemiz var:)))
Üstteki ürünümüzü de pek inanmayarak almıştık.İki sene önce annemin evinde tadilat yaptırdık.Yer karolarının arası beyaz derz dolgu oldu.Benim çocuklarım kalıyorlar annemin evinde.Pek dikkat etmemişler.Geçtiğimiz yılbaşı Ankara'ya geldiğimizde koridordaki halısız yerler, sokak kapısı girişi, mutfak girişi berbattı..Kocam yaradana sığınıp aldı kalemleri yapıştı yerlere.İyi ki denemişiz 8 ay oldu hâlâ tertemiz duruyor.Tavsiye ederim.Bizim ürünümüz bu:http://www.seramikderzkalemi.com/derz-kalemi-ozellikleri.html

KISA GÜNÜN ALIŞVERİŞİ

Kızım için alışveriş yaparken, yolumuzu hobi malzemesi satan yerlerden geçirmeyi ihmâl etmedim:)))

BENCE ŞÂHÂNE...




Çünkü tasarım oğluma ait. Hem de püsküllüüü:)))

ÇANTA




Giderayak bir çarşı yaptık kızımla.Gezdik güzel güzel.Eksiklerini tamamladık.Rahat ayakkabılar, eşofman, çorap, çamaşır vs. Bir de son anda bu çantayı aldık.Şık düğme, Erdoğan düğmeye de uğradık.Geçen kış aldığımız keçelerden eser kalmamış.Kazık gibi sert, hani eşantiyon yapılan keçelerden dolmuş heryer.Ulus'ta da bulamazsam yandık.Netten alırız artık.Motif makinesi aldım nihayet.Bakalım sıra ona gelebilecek mi?
Defteri de evde gördüm, şaşırdım.Kırtasiye düşkünü kızımın işleri.Tövbe, tövbee.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

KOT ÇANTA




Ben de kızıma kot çanta dikmiştim. Üniversite 2 veya 3. sınıftaydı.2001-2002 filan oluyor.Kitap taşıma amaçlıydı.Ağız kısmındakı en sağdaki ve en soldaki çıtçıtları ,sap içine ittirilip ön çıtçıt, arka çıtçıta takılacak gibi yapmışım.Böyece kitap taşımadığı zaman, ağzını büzerek kullanır demişim zâhir.O da, o zaman moda olan bu iğnelerden takmış üzerine. Öylece de tedâvülden kaldırmış.''Ayol ver'' dedim,''uyduruk muyduruk, dikmiş miyim, dikmişim.El işi kıtlığı yaşadığım bu günlerde yayınlarım''

22 Ağustos 2009 Cumartesi

ÖNCESİ-SONRASI




Çaydanlık, tencere yakmakta üstüme yoktur.İddialıyım bu konuda.Çoğunuzdan yaşlı olan çaydanlığımı kaç kere yaktığımı unuttum artık.Tabanını bile düşürmeyi başardım.Amaa çelik eşyalarımı artık rahat rahat yakıyorum.Üzülmüyorum.Çünkü benden beter yakıcı olan görümcemin bir tâmircisi var.Yaptığı işin kalitesini resimlerde görüyorsunuz.Bu çaydanlığım kaç porselen, kaç teflon çaydanlık gömdü ama kendisi hâlâ ayakta:)))
Ankara'da yaşayanlar için yerini tarif ediyorum.Bahçelievler 3. caddenin, 6. cadde ile kesiştiği köşedeki Hâl binasının 1. katında züccaciye, ıvır zıvır satan bir dükkân.Oradaki hanım ilgileniyor çaydanlıklarla. 11-13 TL ödeyerek çaydanlığınızı ilk günkü gibi teslim alıyorsunuz.

21 Ağustos 2009 Cuma

BLOG ÖDÜLLERİ

Bana ödül gönderen arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum.Beni beğendikleri, yücelttikleri için çok memnun oldum.Ancak bir sürü atraksiyon gerektirmesi, her iki ödülede sevdiğim şeyleri hep ayni yazacak olmak, blog arkadaşlarımın arasında ayrım yapıyor gibi olmak bana güç geldi.İki ödülün artarda gelmesi de beni iyice düğüm etti.''Ya göndereceğim bloglar bu ödülü daha önce de almışlarsa'' diye de düşündüm.Kendilerinden ricâ ediyorum.Bloglarında lütfen benim yerime başka bir sevdikleri blogu yazsınlar.Onların bloguma ziyarete gelmeleri, minik minik yorumlar yazmaları benim için zaten ödül.Bunu bir reddediş değilde çekinme olarak kabul eder ve gönül koymazsanız sevinirim.Tekrar teşekkürler ve sevgiler.

DERYA KUZUSU İÇİN




Derya Kuzusu arkadaşımıza bir alternatif sunmak için yayınladım.Annem de benim kuzularıma ranza aldığımızda bu örtüleri örmüştü.Bir zamanlar böyle güllü örtüler çok modaydı.

DÜNÜN KOMBİNASYONU


Kızım dün ameliyatla yirmilik dişini çektirdikten 2 saat sonra, kendisine verilen vedâ toplantısına, ODTÜ' ye gitti.Yüzünden hâli belli oluyordu ama ''dur bir resmini çekeyim'' diye kapıdan çıkarken yakaladım.Zar zor gülümsemeye çalıştı pamukum.
Hazır stil direktörümüz kemere, yaka iğnesine dalmışken ona bir nâzire yapayım.Yorumlarını da kapattı.Lâf da atamıyoruz.Kendi tombik hâlimle stil filan yapamayacağıma göre, kızımla yapayım bâri:)))
Efendim elbise, Koton'dan,
Hırka, Mango'dan,
Çanta Ankamall'da bir mağazadan,
Ayakkabılar sosyete pazarından,
Saat hatırlanmıyor.
Gözlük artık vücudunun bir organı sayıldığından eşya sınıfına sokamıyoruz,
İkinci el Opel Corsa'sına (doktordan temiz,adı da var.Narçi.Narçiçeği renginde) binip gitti:))))

20 Ağustos 2009 Perşembe

RUNNER







Amerika'ya gidecek asıl hediyemizi aldık nihayet.Yükte hafif olsun diye çini tabaktan da vazgeçtik. İnşallah beğenilir.Hiç olmazsa Türkiye'de îmal edilmiş.Lâle desenleri de var...


Ben çeyiz mağazalarını gezmeyeli çok olmuş.Ne kadar güzel şeyler çıkmış.Hangi birine bakacağımı şaşırdım.Boncukları el işlemesi zannetmiştim, meğer onun da makinesi varmış.Etiketten web adresine girip inceledim.Firma sahibi hanım çıktı.Pek sevindim.


19 Ağustos 2009 Çarşamba

YENİ AMERİKA YOLCUSU




Eski AMERİKA YOLCU'sunu Özlem'ciğime gönderince, Ankara'ya malzemelerimle geldim. Kafaya koyduk ya nazarık göndereceğiz diye.Dünya kadar işimin arasında ara ara uğraşarak bunu yaptım.Yeni Amerika yolcumuz huzurlarınızda.

18 Ağustos 2009 Salı

MANGO'NUN ETİKETLERİ


Kızım Mango'dan çok güzel giysiler alıyor.Giysilerin güzelliğine diyecek yok da, etiketleri beni öldürecek.Beyaz ve ince kıyafetlerin yan tarafından çok kötü görünüyor.Kaşındırıyor. Ütü sırasında kesiyorum hemen.Etiket değil de, küçük bir kitapçık âdetâ.Broşür olarak yanında verseler daha iyi:)))

SERGUN İÇİN

Bu çerçevelere de beyaz makara ipliği yapıştırıp. sedefli beyaz akrilikle boyamıştım.Turist bir hanım aldı gitti.





Sergun'cuğumun kınnaptan yaptığı çok güzel bardak altlıklarını görünce, kendi yaptığım naylon iplik yapıştırma denemem geldi aklıma.Fikir alıma gelince, nerede denesem derken çantamda taşıdığım el aynasını gördüm.Olmazsa sökülür, temizlenir nasılsa diye ona yapıştırdım.Başlangıçta güzeldi tabii.Sökmeye kıyamadım ama zamanla koruyucu birşey yapmadığım için, çantaya gire çıka pırtıl pırıl oldu.Ama aklına düştü mü yapmadan olur mu? Bu duvar süsünün tabanını mavi ve bakır rengi ile kapladım.Pırıl pırıl, güzel bir zemin oldu.Ama deli işi işte:)))

Duvar süsünü yakından görmek için üzerine tıklayınız.



17 Ağustos 2009 Pazartesi

ESKİ KIRLENTLER

İştee, eskisine göre daha güzel, mis gibi iki adet kırlentimiz oldu.









Annem vakti zamanında sentetik kırpıntıyla dolu kırlentler yapmış,kullanılmayan saten kumaşla kılıfını dikmiş, üzerine benim nişan kıyafetimin bolerosunu diktiği dantelin artan parçasından yapraklar kesip aplike yapmıştı.Sıfır masraf yani.Bu gelişimde baktım çocuklar bir kenara atmışlar.Çünkü dantel aplikeler sürtüne sürtüne sıyrılmış.Kötü görünüyor.Ben de sağı solu kurcalarken yine annemin ördüğü, modası geçince de kaldırdığı bu kılıfları buldum.Dantel aplikeleri söktüm.Yastıklar şu anda makinede yıkanıyor. Buradaki resimler ''nasıl olur acaba'' denemesinden.İyi olacak gibi.İş bitince yine buraya eklerim resimleri.